Geçtiğimiz ay, son
yıllarda gerek uçuş noktası gerekse filo bakımından büyüyen, Avrupalı ve Asyalı
rakiplerinin korkulu rüyası haline gelen bu üç havayolu ile BAE – Türkiye
arasında uçma şansı buldum. Bu yazımda adı geçen havayollarını ürün ve yolcu
deneyimi açısından karşılaştırmak, yapılan pazarlama çalışmalarının ve alınan
ödüllerin son tüketici olan yolcuya nasıl yansıdığını ele almak istiyorum.
Tarife
Her üç havayolu da
doğudaki ve batıdaki uçuş noktalarını birbirine bağlamak adına dalga sistemi
olarak adlandırılan bir uçuş planlaması yapmakta. Bu yapıda temel olarak
uçuşlar birbirine bağlantı verecek şekilde planlanıyor ve yolcular çıkış şehrinden kalkıp havayolunun merkezine (hub)
indikten sonra 1-2 saatlik bir süre içerisinde varış şehrine doğru yola
çıkabiliyor. Tabii her havayolu dalga sistemini kendi coğrafi konumuna, uçuş
sürelerine ve en çok talep gören hatlarına göre ayarlıyor.
Örneğin THY’nin
körfez bölgesinde günde tek sefer yaptığı Abu Dhabi, Doha vb. noktalardan
uçuşları Istanbul’a sabah 06:00-07:00 aralığında inecek şekilde planlanıyor ki
08:00-09:00 aralığında kalkan Avrupa uçuşlarına ve sonrasında kalkan Amerika
uçuşlarına rahat bağlantılar versin. Tabii bu durumda körfez ülkelerinden
kalkışları da lokal saat ile sabah 02:30-03:30 civarında olmakta. Etihad’ın Abu
Dhabi’den ve Emirates’in Dubai’den
kalkan uçuşları ise sizi daha az uykusuz bırakacak saatlerde.
Bu bölgede Dubai bir
istisna; zira hem THY’nın hem de Emirates’in günde çift seferi mevcut. THY’nin
ilk Dubai uçuşu yine sabah dalgasında. Emirates’in ise ikinci seferinin dönüşü
gece 01:30 Dubai inişli olması sebebiyle biraz can sıkıyor zira evinize veya
otelinize varışınız 04:00’ü buluyor.
Benim kişisel
tercihim BAE’den Istanbul’a giderken THY’nın 08:20 Dubai – Istanbul veya Etihad’ın
09:40 Abu Dhabi – Istanbul uçuşları. Zira sabah makul bir saatte uyanıp öğlen
Istanbul’da olabiliyorsunuz. Dönüşte ise Etihad’ın 14:05 Istanbul – Abu Dhabi
veya Emirates ile 15:35 Istanbul – Dubai uçuşları hem Istanbul’da yarım gün
geçirme hem de BAE’ye akşam makul bir saatte
inip ertesi gün işe sefil olmadan gitme olanağı tanıyor. Uykusuzluğu dert
etmeyen ve Istanbul’da maksimum zaman geçirmek isteyenler için ise THY’nın gerek
Abu Dhabi gerekse Dubai’den kalkan sabah dalgasındaki uçuşları ile gidiş ve
yine THY’nın akşam uçuşları ile dönüş
ideal.
Türkiye’den
BAE’ye ziyarete gelecekler için ise durum biraz farklı. Şayet bir arkadaşınızda
değil de otelde konaklayacaksanız boşu boşuna bir gece daha otel ödemek yerine
buraya iniş saatinizi otellerin check-in saatlerine göre ayarlamak en
mantıklısı. Bu durumda sabah 07:05’de Dubai’ye inen THY uçuşu en uygun geliş seçeneği
zira göz taraması, pasaport kontrolü ve bagaj işlerini hallettikten sonra
otelinize varmanız 10:00’u bulur. Şanslıysanız hemen, değilse iki-üç saat
içerisinde odanıza girmiş olursunuz. Dönüşte ise Dubai veya Abu Dhabi’deki
zamanınızı maksimize edecek en geç uçak Emirates’in 14:35 Dubai – Istanbul
uçuşu. Bu arada belirtmeden geçmeyelim Dubai – Abu Dhabi arası 1 saat olması
sebebiyle her iki havalimanı da planlamada kullanılabilir. Hatta THY milleri
ile uçacaksanız Abu Dhabi hattında daha rahat yer bulunuyor, benden söylemesi.
Uçaklar ve Kabin
Emirates tüm uçuşlarında Boeing 777-200 kullanmakta zira filosunda hiç dar gövdeli uçak yok. THY ise Abu Dhabi ve sabah Dubai uçuşlarını Airbus 321 ile, Dubai ikinci uçuşunu ise Boeing 777-300 veya Airbus 330 ile gerçekleştiriyor.
Etihad ise yazın ve yoğun dönemlerde Abu Dhabi hattında A330 ile uçarken talebin nispeten düşük olduğu günlerde Airbus 320 kullanabiliyor.
Elbette havayollarının reklamlarında kullanılan Business Class koltuklar, First Class kabinler, uçan aşçılar ve hatta uçağın arkasına konumlanmış barlar başka bir dünya, ekonomi sınıfı dünyası başka.
Genel olarak
ekonomi kabinleri kıyaslandığında THY’nın Boeing 777-300 uçağı elbette
içlerinde en güzeli ve rahatı. Ardından Etihad’ın A330 kabini gelmekte.
Emirates ise özellikle B777-200’leri ile sınıfta kalıyor.
Bunun yanında yine THY’nın A321’i ve Etihad’ın A320’si de gayet rahat fakat özellikle uçuşlar tam dolu olduğunda biraz sıkıntı yaratabiliyorlar.
Bunun yanında yine THY’nın A321’i ve Etihad’ın A320’si de gayet rahat fakat özellikle uçuşlar tam dolu olduğunda biraz sıkıntı yaratabiliyorlar.
Tüm bu uçaklarda
yüzlerce filmin, belgeselin ve radyo kanalının bulunduğu kabin içi eğlence
sistemleri standart. THY ve Emirates’de yakın zamanda hizmete sunulan Wi-Fi
internet bağlantısı ise güzel ama ücreti belli değil. Yurtdışında normal
roaming’e girdiğinizde bile data bağlantısı için yüklü faturalar öderken uçak
içerisinde uydu üzerinden internete bağlanma fikri beni biraz korkuttu.
Her üç havayolu da
sürekli yolcu sayılarını arttırdıkları için filolarını da bu talebe uygun
olarak genişletiyorlar. Bu da popüler olan hatlarda havayollarının daha yüksek
kapasitede uçak kullanma imkanı veriyor ki yakın zamanda Atina’ya dünyanın en
büyük uçağı süper jumbo A380 ile uçmaya başlayacak olan Emirates Istanbul
uçuşlarından birini A380’e çevirebilir. Etihad, yakında teslim almaya
başlayacağı yeni nesil B787 Dreamliner uçaklarının kullanılacağı hatlar arasına
Istanbul’u çoktan eklemiş durumda. Tüm bu gelişmeler yakın zamanda biz
yolcuların daha yeni ve modern uçaklarda daha rahat uçuşlar yapmamızı
sağlayacak.
Kabin
Ekipleri, Yemekler ve Servis
Üç havayolu
içerisinde en yardımcı ve halden anlayan yine THY ekipleri. Sonrasında Etihad gelmekte.
Emirates ise sanırım çok büyüdüğünden ekipler mekanikleşmiş, yolcuyu fazla
umursamıyorlar. Elbette bunlar benim uçuşlarımda yaşadığım kişisel deneyimlerim
ve farklı ekiplerle yapılan uçuşlarda farklı sonuçlar doğabilir.
Yemek konusunda
Turkish Do&Co gerçekten bence fark yaratıyor. Yıllar yılı kahvaltı
denildiğinde akla gelen yumurta-patates-sosis ezberini bozarak bize
kaşarlı-mantarlı tost ve su böreği vermek bile farklı bir bakışı açısının
olduğunu gösteriyor. Etihad kahvaltı vermek yerine servisi biraz sarkıtıp normal
yemek vermekte. Emirates’in ise tüm uçuşlarında tercihi yemek, lakin özellikle
Dubai çıkışlı uçuşlarda bazı yemek seçenekleri biz Türklerin ağız tadına pek
uygun olmayan Hint/Asya baharatları ile pişmiş oluyor, dikkat. Emirates’e bir
önemli not; istisnasız her uçuşta yemek servisinin başlaması en az 1 saati
buluyor ve tepsiler yemek bittikten sonra çok uzun süre yolcuların önünde
kalıyor ve rahatsızlık yaratıyor. Servis zamanlaması biraz optimize edilemez
mi?
Burada bir önemli
not da THY ve kabin şefleri için gelsin; pek çok havayolunda olduğu gibi THY da
mil programını pazarlamak adına kabin anonsları yapıyor. Buna hiç bir itirazım
yok zira sadık müşteri yaratmak çok önemli ve bu tip global havayollarının buna
ihtiyacı var. Lakin bu anonsların zamanlamaları kabin şefleri tarafından
ayarlanmalı ve mantıklı saatlerde yapılmalı zira 03:30’da Dubai’den kalkan, ana
kabin ışıkları kapatılmış ve pek çok yolcunun uyduğu uçakta bir anda yüksek
sesle yapılmaya başlanan Miles&Smiles tanıtımı yarardan çok zarar
getiriyor. Halbuki aynı anons inişe geçmeden önce yapılsa hem daha az rahatsız
edici olur, hem de etkili.
THY uçuş öncesi
dağıttığı ve içerisinde çorap, uyku gözlüğü ve kulak tıpası çıkan ‘comfort
kit’ ile Etihad ise yemek sonrası yaptığı Espresso, Sıcak Çikolata ve
Cappuccino servisi ile fark yaratıyor. Ayrıca THY’nın yerli şarapları da servis
etmesi Türk şarabının tanıtımı için güzel bir destek.
Havalimanları
Yolcu deneyimini
etkileyen önemli bir unsur da havayollarının merkezleri, yani ‘hub’ları ve
uçtuğu meydanda kullandığı terminal. Istanbul’da tüm havayolları tek terminali
kullanırken dünyanın pek çok önemli havalimanlarında havayolları farklı
terminalleri kullanıyor. Örneğin British Airways Londra Haethrow’un en yeni ve modern
Terminal 5’i kullanırken Frankfurt’ta Lufthansa, Zürich’te SWISS ya da Asya
havalimanlarında lokal havayolları ya mevcut terminalin en iyi tarafını ya da
kendi terminallerini kullanıyorlar.
Bu yazıda ele
aldığımız üç havayolu açısından bu konuda en avantajlısı Emirates zira Dubai
havalimanının hem Terminal 3’,ü hem de Ocak 2013’de açılan ve sadece A380’lere
hizmet veren terminali sadece Emirates’in kullanımına tahsis edilmiş durumda.
Emirates’in bu avantajı Terminal 1’i kullanan THY da dahil diğer tüm
havayolları için dezavantaj zira hem daha eski bir terminal hem de çok
kalabalık. Özellikle Dubai varışlı uçuşlarda Terminal 1’de çok uzun göz
taraması ve pasaport kuyrukları oluyor ve uçuşunuz iyi geçse bile keyfinizi
kaçırıyor.
Etihad da Abu Dhabi’de benzer bir avantaja sahip. Terminal 3 tamamen Etihad ve hisse sahibi olduğu Virgin Australia ve Air Seychelles uçuşlarına tahsis edilmiş durumda. 2009 yılında açılan bu terminal kompakt ve yolculara hızlı hareket imkanı sağlıyor. Tıpkı Dubai’de olduğu gibi burada da diğer tüm havayolları Terminal 1’i kullanmakta.
THY’na bakacak
olursak; ülkemizdeki tüm diğer havalimanları gibi Istanbul Atatürk Havalimanı
da havayolu ayrımı yapmadan herkese tek terminalden hizmet veren bir yapıya
sahip. THY için ayrı check-in adaları, özel bekleme salonları vb. ayrıcalıklar
sağlansa da bu konuda rakiplerine göre dezavantaj yaşıyor.
Yazıyı bu üç
havayolunu karşılaştırmak için yazdım ve yazarken bir kez daha gördüm ki her
üçünün de daha fazla yatırım yapmaları, odaklanmaları gereken alanlar var. Fakat diğer taraftan yine bu üç havayolu – ki
Qatar’ı da bu gruba dahil edebiliriz -
dünya sivil havacılığını pozitif anlamda değiştiriyor ve
geliştiriyorlar. Hem kendi aralarındaki hem de Avrupalı ve Uzakdoğulu
taşıyıcılarla giriştikleri rekabet neticede bizlere daha iyi ürün ve hizmet
olarak yansıyor.
İşin en ilginç tarafı bu dört havayolundan üçü 25 yıl önce
yoktu, THY ise 1988 yılında büyümeye yeni başlamış orta ölçekli bölgesel bir
havayoluydu. Bu önemli ayrıntıyı da ileride değerlendirmek sözü ile bu yazımızı
noktalayalım.
2013 yılında
herkese bol seyahat ve güzel uçuşlar dilerim...
Bu yazı aynı zamanda kokpit.aero sitesinde yayımlanmıştır.
Bu yazı aynı zamanda kokpit.aero sitesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder