05 Kasım 2019

Türkiye 2040: Avrupa'nın en büyük havacılık pazarı

Dünya Havalimanları Konseyi ACI - Airport Council International başkanı Angela Gittens'in, 2019 verileri baz alınarak yapılan tahminleri ve 2040 yılına dair bir projeksiyon sunduğu yazısında en ilgimi çeken nokta 20 yıl içerisinde Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük havacılık pazarı olacağı beklentisi. Yani konu sadece Türkiye içerisinde dönen, köpürtülen siyasi bir konu değil. Buna göre okumak gerek.

Aşağıda 2040 rakamlarının görüldüğü tablonun 2010-2040 arasındaki değişimi gösteren orijinaline yazının da yer aldığı International Airport Review dergisinin sitesinden ulaşılabilir. Çin'in ulaşması beklenen rakam ise tabloya sığmamakta ;)


08 Ocak 2019

Havayolu İttifakları - Ortak Girişimler (Alliances - JVs)

THY ile uçarken duyduğumuz 'Bir Star Alliance üyesi THY ile...' anonsundaki şu 'alliance' yani havayolu ittifakları ve Ortak Girişimler (JVs) üzerine kokpit.aero için yazdım.

Havayolu ittifaklarının geçmişi, yaşanan sorunlar ve geleceği, bununla birlikte son yıllarda önem kazanan Ortak Girişimler - Joint Ventures ile ilgili pek kısa olmayan ama konuyu özetleyen bir yazı...

http://www.kokpit.aero/havayolu-ittifaklari-neden-sorun-yasiyor

Havayolu İttifakları ve Ortak Girişimler (JVs)

 
Havayolları birbirleri ile çeşitli seviyelerde işbirliği yaparlar. Bu bazen basit bir interline (karşılıklı yolcu/bagaj kabul etme denilebilir) anlaşmasından birleşmeye kadar gidebilen geniş bir yelpazede gerçekleşir. İttifaklar öncesi Öncesinde bazı denemeler olsa da günümüzdeki ittifak meselesinin öncüsü, 1989 yılında kapsamlı bir işbirliği anlaşmasına imza atan KLM Hollanda Havayolları ile Amerikan Northwest Havayolları (2010 yılında Delta ile birleşti) oldu. 1992 yılında Hollanda ile ABD Açık Semalar (Open Skies) anlaşması imzaladılar ve KLM-Northwest ittifakı tam anlamıyla işlemeye başladı. Atlantik aşırı ve ötesi pek çok uçuşlarını ortak uçuş (codeshare) olarak gerçekleştirdiler, hizmetlerini, operasyonlarını ve fiyatlarını koordine ettiler, yolcularına geniş bir uçuş ağı sundular ve çok başarılı oldular. Hatta NW-KLM ortak boyama (livery) ile uçan uçaklar söz konusuydu. Ayrıca KLM, Nortwest’in %25 hissesine sahipti. 
 
1997 yılında dönemin efsane havayolu Swissair‘de işe başladığımda ilk öğrendiğim konseptlerden biri de bu ittifak meselesi olmuştu. O yıllarda Swissair + Austrian Airlines + Sabena + Delta Airlines + Singapore Airlines birbirleriyle işbirliği yapıyordu. Alınan ‘anti-trust immunity’ (anti-tröst muafiyeti) ile fiyatlar koordineli şekilde belirlenir, ortak uçuşlar yapılır, yolcular birbirlerine aktarılır, First/Business Class yolcular özel bekleme salonlarını (lounge) ortak kullanır, hangisi ile uçarsanız uçun milleri tek hesapta toplayabilirdiniz. Az sayıda havayolunun daha derin işbirliği içerisine girmesi söz konusuydu. Ayrıca bu havayolları birbirlerinden hisse de almıştı.

3 Büyük İttifak

KLM-Northwest işbirliği havayollarında fikri bir değişim yaratmıştı. Bu tip işbirlikleri hem havayolları hem de yolcular için avantajlı bir durumdu ve havayolları bunu bir adım öteye taşımaya karar verdi. 
 
1997 yılında United Airlines, Lufthansa, Thai – Tayland Havayolları, SAS ve Air Canada tarafından bugün halen dünyanın en büyük ittifakı olan Star Alliance kuruldu. Onu 1999 yılında American Airlines, British Airways, Canadian Airlines, Cathay Pacific ve Qantas tarafından oneworld ittifakı izledi. Adeta üzerinde güneş batmayan İngiliz İmparatorluğu’nun havadaki ittifakıydı. 2000 yılında ise ittifakların en genci SkyTeam kuruldu. Delta Airlines, Air France, KLM, Aeromexico ve Korean Air kurucularıydı. Bir de zamanında THY’nin de üye olduğu ve Swissair’in batışına sebep olan Qualiflyer Group denemesi vardı, sonu acı bitti. Bugün halen devam eden üç ittifakta da mantık aynıydı; her kıtadan/bölgeden güçlü bir veya iki havayolu ortaklığa gidiyordu, saflar sıklaştırılıyordu.


2000li yıllarda ise ittifaklar üye havayollarını çoğaltma yoluna ve daha geniş coğrafyalarda birbirleri ile rekabete girdiler. İşin özündeki yakın işbirliği, ortaklık kavramı da aynı dönemde erozyona uğramaya başladı. Bu büyüme sevdası işleri çok farklı bir noktaya getirdi. Bugün Star Alliance 27, SkyTeam 20 ve oneworld 13 havayolundan oluşmakta. Problemler Bu kadar çok havayolunun asgari müşterekte buluştuğunu, birbirlerini gerçekten ortak kabul ettiklerini ve mükemmel işbirliklerine imza attıklarını düşünmek naiflik olur. Aynı ittifak içinde birbirleri ile rekabet eden pek çok havayolu var. Aslında bu ittifaklar günümüzde pazarlama ve prestij açısından faydalı birlikteliklere dönüştü diyebiliriz. Pek tabi birçok ikilemi ve sorunu da beraberinde getiriyor. 

Gelin en güncelinden başlayarak üç farklı problemi ele alalım; 
 
> China Southern – SkyTeam - oneworld
İki yıl önce azınlık hissesini bir oneworld üyesi olan American Airlines’a satan Guangzhou, Çin merkezli China Southern Havayolları geçen Kasım ayında bir açıklama yaparak 2019 yılında SkyTeam’den ayrılacağını duyurdu. Bu en önemli futbolcularınızdan birinin sezon sonu takımdan ayrılacağını açıklaması gibi bir şey. Diğer taraftan China Southern bir diğer oneworld üyesi olan British Airways ile mevcut ortak uçuş (codeshare) anlaşmasını bir Joint Venture (Ortak Girişim) olarak yenilemek için görüşmeler yapmakta. Ocak ayı başında bir başka oneworld üyesi Qatar Airways’e de %5 hisse satışı gerçekleşti. Belli ki China Southern oneworld ittifakına doğru yol almakta. Bu da aynı futbolcunun rakip takıma daha iyi şartlarla transfer olması gibi bir durum.

> Qatar Airways – American Airlines - oneworld
Bilindiği üzere ABD’nin en büyük üç havayolu (American, Delta ve United) Amerikan hükümetine baskı yaparak körfez havayollarının (Emirates, Etihad, Qatar Airways) ABD’ye olan uçuşlarının önünü kesmek için uzun süredir çalışıyorlar, lobi yapıyorlar. Argümanlarını, bu havayollarının kendi hükümetlerinden sübvansiyon, karşılıksız kredi vb. yollarla destek aldığı, bunun da haksız rekabete neden olduğu üzerine kuruyorlar. 2018 yılı içerisinde ABD ile BAE ve Katar arasında havayollarının finansal verilerin açıklanması ve Avrupa üzerinden 5nci trafik hakkı ile yeni uçuşların yapılmaması gibi maddeleri içeren bir mutabakata varıldı ama bu kimsenin kazanıp-kaybetmediği bir mutabakat oldu. Fakat işin tadının bir kez kaçtığı Qatar Airways CEOsu Akbar Al Baker’in Ekim 2018’de New York’ta düzenlediği basın toplantısında söylediklerinden anlaşılabilir. Al Baker bu toplantıda “Amerikalı ortağımız tarafından sürekli hedef alınıyorsak bir ittifakla neden uğraşalım?” çıkışını yaptı. Gerçekten de çelişkili bir durum söz konusu. Bu arada Qatar Airways’in oneworld üyesi British Airways, Iberia, Cathay Pacific ve LATAM’da hissedar olduğunun altını çizelim. Yani işler daha da karmaşık bir hal alabilir.

> Türk Hava Yolları – Lufthansa – Star Alliance
THY 2008 yılında Star Alliance üyesi oldu. O günlerde THY bugünkü büyüklüğünde değildi. Filoyu büyütmek için 2004 yılında verilen siparişlerin teslimatı devam ediyor, yeni hatlar açılıyordu ki bu hatların çoğu o günkü Star Alliance üyelerinin uçmadığı veya pek tercih etmediği hatlardı. THY’nin ittifaka girişine ise Lufthansa liderlik ediyordu. Türk Hava Yolları kimsenin beklemediği kadar büyüdü. Yapılan stratejik yatırımlar ve oluşturulan iş modeli meyvelerini veriyordu. 2013 yılında THY Almanya’da 12 şehre uçuş yapıyordu ve tek aktarma ile dünyanın pek çok şehrine uçuş imkanı veriyordu. Üstelik THY ile uçulduğunda kazanılan statü milleri Lufthansa Miles&More kart programına işlenebiliyordu.

Lufthansa bu işten zararlı çıktı. Pek çok Alman şirketi Ortadoğu ve Asya seyahatlerinde Istanbul üzerinden THY ile uçmayı tercih etmeye başladı. THY Almanya’da Lufthansa’ya rakip olmuş, ummadık taş baş yarmıştı. Lufthansa önce mil konusunda bir adım attı ve 2014 başında THY ile uçulduğunda kazanılan millerin sadece %25ini Miles&More hesaplarına işleyeceğini duyurdu, Ardından da Mart 2014 itibariyle Türkiye-Almanya arasındaki TK-LH ortak uçuşları (codeshare) iptal ettiğini duyurdu. Geçen beş yılda pek bir şey değişmedi. Birbiriyle kıyasıya rekabet eden ama aynı ittifak üyesi iki havayolu söz konusu. Bu örneklere ek olarak her ittifakta, üye havayollarının önüne görece daha büyük veya ittifakın kurucu havayolları tarafından daha pek çok engel çıkarılabiliyor. Örneğin Qatar Airways Avustralya pazarında büyümesinin Qantas tarafından engellendiğini ve bundan memnun olmadığını saklamıyor. 
 

Ortak Girişimler – Joint Ventures


Dünya değişiyor, havacılık ve yolcuların seyahat pratiği de öyle. Havayolları açısından bakıldığında bir ittifakın üyesi olmanın ötesinde işbirlikleri hayata geçiyor.

> Yolcular açısından
First / Business Class uçmuyor veya Elite/Gold kart sahibi değilseniz, özel bekleme salonu (lounge) kullanmıyorsanız, uçtuğunuz havayolunun hangi ittifaka üye olduğu sizin için çok da önemli olmuyor. İttifaklar normal Economy Class yolcularına hissedilebilir bir fayda sunmakta zorlanıyorlar. Hele ki low-cost havayollarının kısa ve orta menzilli hatlardaki varlığı düşünülürse THY ile ABD’ye veya Çin’e uçtuktan sonra 1-2 saatlik iç hat uçuşunuzdan kazanacağınız 200-300 mil yok sayılabilecek bir ayrıntı. Kazandığınız milleri diğer ittifak havayollarında harcamak da pek mümkün olmuyor. THY’nin

Miles&Smiles sitesinden diğer Star Alliance havayollarına bilet almaya çalışın, demek istediğimi anlayacaksınız. Fiyat açısından bakarsanız da, her hangi bir havayolu ile gerçekleştirdiğiniz uzun bir uçuşun ardından iç hat bağlantı uçuşunuzu geldiğiniz havayolunun ortağı ile gerçekleştirdiğinizde fiyat 10TL, ortak olmayan bir havayolu ile uçtuğunuzda ise fiyat 8TL ise hangisini tercih edersiniz? Yolcu tercihleri ortada...

> Havayolları açısından
Havayolları ticari fayda ne gerektiriyorsa o şekilde hareket etmek istiyor. Dolayısıyla birkaç havayolunun bir araya gelip belli hatları/bölgeleri kapsayan ortak girişimleri (OG veya JV) şekilleniyor. Yani eskiye, 90lı yılların mantığına dönüş var. Elbette bu tip işbirlikleri, geçmişte olduğu gibi ‘anti-trust immunity’ denilen muafiyeti sağlamak gerekiyor.

Örneğin 2016 yılında American Airlines – Qantas ortaklığı ABD-Avustralya hattındaki uçuşların %60 civarını kapsayacağı için bu muafiyeti alamadı. Günümüzde gerçekleşen OGler havayollarının ittifak bağımsız da gerçekleştirebildiği işbirlikleri. Örneğin Star Alliance üyesi Air Canada, Avustralya hattında oneworld üyesi Qantas ile anlaşabiliyor veya her hangi bir ittifaka üye olmayan Emirates yine Qantas ile ortak çalışabiliyor.

> Metal Neutarlity
Tıpkı evlilikler gibi her OG farklı dinamiklere ve kurallara sahip. Aslında iki veya daha fazla şirketin birleşmesi (merger) değil de coğrafi sınırları belli sanal birleşmeler diye de tanımlayabiliriz. Fakat temelde çok önemli bir kaide var; Metal-Neutarlity.

Türkçesi metal (uçak) tarafsızlığı olarak çevrilebilir. Anlamı şu; yolcuyu gerçekte hangi havayolunun taşıdığına bakılmaksızın gelir veya karın, satışın kimin tarafından yapıldığına göre paylaşılması. Bu da Ortak Girişimlerin 90lı yılların işbirliklerinden en önemli farkı. 
 
Bir örnekle açıklamak daha iyi olacak; Lufthansa Group Havayolları (Lufthansa, SWISS, Austrian Airlines ve Brussels Airlines) ile Japon ANA – All Nippon Airlines arasında gerçekleşen ve ‘ J+ Europe/Japan’ isimlendirilen OG. Bu OG Avrupa ile Japonya arasında 11 hatta gerçekleşen haftalık 196 uçuşu kapsıyor. Uçuş saatlerini, uçak tiplerini, fiyatları, giderleri ve daha pek çok detayı birlikte belirliyorlar, herkes sattığı koltuk üzerinden payını alıyor. Kimse bir diğerinin uçağına yolcusunu koymaktan imtina etmiyor çünkü gerçek anlamda ortaklar. Ortak uçuşların (codeshare) ötesi, birleşmenin öncesi bir durum.

> Hisse alış-verişi
Geçmişte olduğu gibi OG içerisine giren havayolları birbirlerinden hisse alarak ortaklıklarını daha da sağlamlaştırma yoluna gidebiliyor. 


Örneğin Delta Airlines, Air France-KLM ve Virgin Atlantic havayolları Mayıs 2018’de yeni bir OG kurdular. Atlantik aşırı ve ötesi hatları kapsayan bu OG’yi farklı kılan aralarındaki hissedarlık ilişkileriydi. 2012-2018 yılları arasında yapılan alış-verişlerin son durumu şöyle; Virgin Atlantic Havayollarının %31i Air France-KLM’in, %49u Delta Havayollarının, %20si kurucusu Richard Branson’un. Delta Air Lines ayrıca Air France-KLM’in %10 hissesine sahip. 
 

İttifakların sonu mu geliyor? 


Görünen o ki havayolları, ne yardan ne de serden vaz geçmek istiyor. Bir tarafta çok sayıda üyesi olan ama ortak olma fikri eskiye göre erozyona uğramış ittifaklar, diğer tarafta ise daha az sayıda havayolu ile daha derin ve karlı ticari işbirliklerine olanak veren OGler var.

Son yıllarda OG konsepti giderek önem kazanmakta. Örneğin mali sıkıntılar yaşayan Alitalia Aralık ayında yukarıda bahsi geçen Delta-Virgin-Air France-KLM ortak girişimine katılmak istediğini açıkladı. Diğer yandan Kasım ayının sonunda Alaska Havayollarının oneworld ittifakına girme olasılığı yabancı haber sitelerine düştü. Aralık ayı başında ise Fas Havayolları Royal Air Maroc’un 2020 yılında oneworld ittifakına tam üye olarak katılacağı açıklandı ve imzalar atıldı. Yani pek çok havayolu için halen bir cazibesi var bu ittifak işinin. Daha Aralık ayının son haftası Afrika kıtasının problemli havayolları South African Airways (Star Alliance), Kenya Airways (SkyTeam), Air Mauritius ve Rwand Air’in bir bölgesel bir ittifak arayışı içerisinde olduğu haberini aldık. İttifaklar belli bir süre daha varlıklarını koruyacaklar, gözüken o. Nereye doğru ve nasıl evrileceğini ise zamanla göreceğiz. Fakat günü geldiğinde birileri çıkıp ‘haydi, kartları yeniden karıyoruz’ diyebilir. 

Peki THY? 


Türk Hava Yolları halen Star Alliance üyesi ve genel olarak bundan memnun gözüküyor. Mayıs 2018’de Türk Hava Yolları'nın Star İttifakı üyeliğinin 10. yıl töreninde THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı, “... Star Alliance ve üyeleri için değerli bir ortak olan Türk Hava Yolları, dün ve bugün olduğu gibi yarın da ittifakın sağlam adımlarla ilerleyişini sağlayacak ortak stratejide belirleyici unsur olmayı sürdürecektir. ... ittifak dâhilinde çok daha güçlü birliktelikler inşa edeceğimize ve ortak hedefler doğrultusunda ses getirecek başarı hikâyelerine el birliği ile imza atacağımıza inancımız tam.” dedi. THY ittifak üyesi pek çok havayolu ile ortak uçuş (codeshare) anlaşması var ve bu sayede uçuş ağını kendi uçtuğu noktaların ötesine genişletebiliyor, kendi uçuşlarını besleyebiliyor. 

Miles&Smiles üyesi Elite kart sahipleri ve Business Class yolcuları üye havayollarının ayrıcalıklı hizmetlerinden yararlanabiliyor. Halihazırda 50ye yakın havayolu ile ortak uçuş anlaşması bulunan THY bunların çoğunu Star Alliance ortakları ile gerçekleşiyor. Bunula birlikte 22 tanesi herhangi bir ittifaka üye olmayan havayolları, 2 SkyTeam üyesi (Middle East Airlines ve Air Europa) ve bir oneworld üyesi (Royal Jordanian) ile de pekala işbirliği yapmakta. THY’nin bu yazıda değindiğimiz türde bir Ortak Girişimi bulunmuyor. 

Belki sivil havacılık anlaşmaları gereği frekans sayısı kısıtlı olan Çin ve Hindistan pazarları için gündeme gelebilir ama bununla ilgili de bir duyumumuz yok. Çinli şirketlerin Türk ekonomisine ilgisi ve yatırımları giderek artarken Star Alliance üyesi Air China ile Türkiye – Çin hatlarında bir OG veya daha ötesi bir iş birliği neden olmasın?

Ya da Qatar Airways pek çok havayolunda yaptığı gibi bir %5 de THY’den alırsa ne olur? Fakat gördüğümüz kadarıyla THY daha çok SunExpress veya 2018’de kurulan Air Albania – Arnavutluk Havayolları gibi bildiğimiz türde ortaklıkları tercih ediyor. Bunları şirketin çok önem verdiği Afrika kıtasında kurulacak yeni yerel havayolları izleyebilir. Bu yazının konusu olan Ortak Girişimler özelinde bakarsak, ben ilk olasılık olarak THY’nin yeni açılacak Newark, NJ hattında bir başka Star Alliance üyesi United Airlines ile yapılabilecek bir OG görüyorum. Hatırlarsanız United geçtiğimiz yıllarda Newark-Istanbul hattını denemiş ama başarılı olamamıştı. Kazan-kazan bir durum olabilir.